21 Eylül 2010 sabahı, Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) İstanbul İl Binasına, Kadıköy İlçe Örgütüne ve SDP ve Toplumsal Özgürlük Platformu (TÖP) üyelerinin evlerine devletin kolluk güçleri tarafından baskınlar düzenlendi. Operasyonlarda SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, Toplumsal Özgürlük Platformu sözcüleri Oğuzhan Kayserilioğlu ve Tuncay Yılmaz, SDP Genel Başkan Yardımcıları Günay Kubilay ve Ecevit Piroğlu, SDP MYK üyesi Ulaş Bayraktaroğlu, SDP PM Üyesi ve İHD İstanbul Şube yöneticisi Sultan Seçik, SDP üyesi Özgür Cafer Kalafat ve İbrahim Turgut İstanbul’da evlerine baskın yapılarak, Toplumsal Özgürlük Platformu üyesi Semih Aydın da Bursa’da baskınla gözaltına alındılar.
12 Eylül’le hesaplaşacaklarını iddia ederek halkı referandumda evet demeye çağıranların demokrasi anlayışlarının sınırlarının nereye kadar olduğu bir kez daha görüldü. Referandumda boykot tavrı gösteren siyasi yapılara düzenlenen operasyonlar sonucu emek, barış, demokrasi güçleri benzer uygulamalara tabi tutuldu.
AKP Hükümetinin emekçi düşmanı ve barış karşıtı politikalarının onu getirdiği nokta sinsi siyasi komplolarla halkın örgütlü güçlerini etkisizleştirmeye çalışmaktır. SDP ve TÖP bugüne değin örgütlenmeleri, söylemleri ve çalışmaları ile açık ve meşru siyasi yapılar olduklarını kamuoyuna defalarca ispat etmişlerdir. Örgütlülüklerinin en üst düzeyde temsilcileri olarak kamuoyunca tanınmış, ev, iş adresleri bilinen arkadaşlarımıza uygulanan muamele Türkiye’de demokratik siyaset yapma hakkına vurulmuş ağır bir darbedir.
SDP ve TÖP birleşme iradesini ortaya koyarak egemenleri korkutmuşlardır. Onların birliği Türkiyeli emekçilerle başta Kürtler olmak üzere tüm ezilen halkların gelecek eşit ve özgür gelecek umududur. Yapılan operasyonların asıl hedefi bu umudu yaratacak sosyalistlerin birliğidir.
SDP ve TÖP örgütlülüklerinin başka oluşumlarla ilişkilendirilerek yöneticilerinin gözaltına alınması, olsa olsa ''Osmanlıda oyun çok'' zihniyetinin günümüze uyarlanmasıdır. Demokratikleşme adı altında yapılanlar Ortaçağ engizisyon mahkemelerinin devamından başka bir şey değildir.
Çürümüş sistemin bekçisi durumundaki AKP Hükümeti kendisi gibi düşünmeyen herkesi terörist ilan etmeye kalkışmaktadır. Para babalarının çıkarlarını ancak böyle savunabilmektedir.
Bilinmelidir ki SDP ve TÖP emekçilerin, ezilen halkların, kadınların, gelecekleri ellerinden alınmaya çalışılan gençlerin, yok sayılanların, görmezden gelinenlerin umududur. Bu umudun söndürülmesine izin vermeyeceğiz. Bizler, emeğin kurtuluşu ve halkların kardeşliği için yürüttüğümüz mücadeleyi tüm baskılara karşın eskisinden daha güçlü yürüteceğiz.
Bilinmelidir ki SDP ve TÖP emekçilerin, ezilen halkların, kadınların, gelecekleri ellerinden alınmaya çalışılan gençlerin, yok sayılanların, görmezden gelinenlerin umududur. Bu umudun söndürülmesine izin vermeyeceğiz. Bizler, emeğin kurtuluşu ve halkların kardeşliği için yürüttüğümüz mücadeleyi tüm baskılara karşın eskisinden daha güçlü yürüteceğiz.
İşçilerin ve ezilenlerin mücadele birliği engellenemez.
Siyasi komplolar, baskılar, gözaltılar bizleri yıldıramaz.
Siyasi komplolar, baskılar, gözaltılar bizleri yıldıramaz.
SOSYALİST DEMOKRASİ PARTİSİ GENEL MERKEZİ
TOPLUMSAL ÖZGÜRLÜK PLATFORMU
SOSYALİST BİRLİK HAREKETİ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder