23 Eylül 2010 Perşembe

SDP ve TÖP Temsilcilerinin Serbest Bırakılması için siz de imzalayın!

AKP’nin Gözaltı Terörüne SON! İmza Metni


SDP ve TÖP temsilcileri siyasi bir komployla gözaltına alındılar. Derhal serbest bırakılmalarını istiyoruz!
21 Eylül 2010 günü sabah saat 5:30’da, Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) İstanbul İl Binasına, Kadıköy İlçe Örgütüne, SDP ve Toplumsal Özgürlük Platformu (TÖP) üyelerinin evlerine devletin kolluk güçleri tarafından baskınlar düzenlendi. Yüzleri kar maskeli, çelik yelekli özel harekat timleri parti binalarını darmadağın ettiler, bu binalarda bulunan bilgisayarlara, çok sayıda görsel ve yazılı malzemeye el koydular.
Operasyonlarda, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, Toplumsal Özgürlük Platformu sözcüleri Oğuzhan Kayserilioğlu ve Tuncay Yılmaz, SDP Genel Başkan Yardımcıları Günay Kubilay ve Ecevit Piroğlu, MYK üyesi Ulaş Bayraktaroğlu, PM üyeleri  Sultan Seçik Kubilay parti üyesi Özgür Cafer Kalafat’ın yanı sıra Toplumsal Özgürlük platformu üyelerinin de  da içinde olduğu toplam 18 kişi gözaltına alındı.
Emniyet güçleri, göz altıları, davası bir hukuk skandalına dönüşmüş olan ‘Devrimci Karargah’ isimli örgütle ilişkili olmak suçlamasıyla gerçekleştirmiştir. Bu davanın iddianamesindeki ve tutuklamalarındaki keyfilik en başından beri basında çokça yer almıştı. Bir siyasal partinin genel başkanının ve genel başkan yardımcılarının ve yine bir sosyalist platformun sözcülerinin uydurma suçlamalarla evleri basılarak gözaltına alınmaları, bir siyasi komplodan başka bir şey değildir, hukuk dışı ve keyfi bir saldırıdır.
Bu saldırı, halkların kardeşliğinden yana olan, sosyalistlerin birliğini gerçekleştirme sürecini başlatmak için bir araya gelmiş, bu birlikteliği hayata geçirmeye başlamış iki sosyalist yapıyı hedef almıştır. Açıktır ki, bu saldırı, tüm sosyalist güçlere göz dağı vermek amaçlı yapılmıştır. Bu saldırı AKP hükümetinin sosyalist muhalefete tahammülsüzlüğünün artık hak hukuk tanımaz bir noktaya gelmiş olduğunun tescilidir. Böylece başbakanın referandum öncesinde dilinden düşürmediği “ileri demokrasi”yle neyi kastetmiş olduğu gözler önüne serilmiştir.
Siyasal iktidarın bu komplolarla sosyalistleri ve demokrasi güçlerini yıldıramayacağını görmesi gerekmektedir.
Sosyalist Demokrasi Partisi’ne ve Toplumsal Özgürlük Platformu’na yapılan bu saldırıyı protesto ediyor, gözaltına alınanların serbest bırakılmasını istiyoruz.
 
İmzacılar
BDP Diyarbakır Milletvekilli ve SDP Onursal Genel Bşk – Akın Birdal, BDP Urfa Milletvekili İbrahim Binici, BDP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, İHD Genel Bşk. – Öztürk Türkdoğan, Türkiye Barış Meclisi Sözcüsü - Metin Bakkalcı, TTB Genel Bşk. – Eriş Bilaloğlu, KESK Genel Sek. – Emirali Şimşek, Eğitim-Sen Genel. Bşk. - Zübeyde Kılıç, Tümbel-Sen Genel Sekreti İzzettin Alpergin, Tümbel-Sen Genel Eğitim ,Basın Yayın Sekreteri Güler Elveren , SES Genel Merkezi , BES Genel Merkezi, Haber-Sen Genel sekreteri Hasan Yıldız, DİSK Ankara Bölge Temsilcisi – Kani Beko, Birleşik Metal-İş Ankara Bölge Başkanı, Emekli-Sen Genel Bşk. –  Veli Beysülen, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Bşk. – Ali Balkız, Pir Sultan Abdal Kültür Dayanışma Derneği Genel Bşk - Fevzi Gümüş, Halkevleri Genel Başkan yardımcısı Samut Karabulut, ÇHD Genel Merkezi, Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Bşk – Ahmet Abakay, Devrimci 78’liler Bşk – Hüseyin Esentürk, Ankara 78’liler Başkanı – Hüseyin Gevher, TÖB-DER Genel Başkanı İsmet Yalçınkaya, EMEP Genel Bşk Yrd. – Haydar Kaya, ÖDP MYK Üyesi Hasan Hayır, Sosyalist Parti Genel Bşk Yrd. - Mustafa Kahya, Prof Dr. Cengiz Güleç, Fikret Başkaya, İsmail Beşikçi, Şair Ahmet Telli, Temel Demirer, Doç Dr. Sibel Özbudun, Yazar Sait Çetinoğlu , Doç Dr.Hakan Mıhçı, Dr. Gökçen Özgür, Şair Zerin Taşpınar, Şair Mehmet Özer, Yazar Necmettin Salaz

İsim
Kurum/Meslek
İmza






































22 Eylül 2010 Çarşamba

AKP HÜKÜMETİNİN 12 EYLÜL’ÜNE VE SİYASİ KOMPLOLARINA GEÇİT VERMEYECEĞİZ


21 Eylül 2010 sabahı, Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP) İstanbul İl Binasına, Kadıköy İlçe Örgütüne ve SDP ve Toplumsal Özgürlük Platformu (TÖP) üyelerinin evlerine devletin kolluk güçleri tarafından baskınlar düzenlendi. Operasyonlarda SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, Toplumsal Özgürlük Platformu sözcüleri Oğuzhan Kayserilioğlu ve Tuncay Yılmaz, SDP Genel Başkan Yardımcıları Günay Kubilay ve Ecevit Piroğlu, SDP MYK üyesi Ulaş Bayraktaroğlu, SDP PM Üyesi ve İHD İstanbul Şube yöneticisi Sultan Seçik, SDP üyesi Özgür Cafer Kalafat  ve İbrahim Turgut İstanbul’da evlerine baskın yapılarak, Toplumsal Özgürlük Platformu üyesi Semih Aydın da Bursa’da baskınla gözaltına alındılar.
12 Eylül’le hesaplaşacaklarını iddia ederek halkı referandumda evet demeye çağıranların demokrasi anlayışlarının sınırlarının nereye kadar olduğu bir kez daha görüldü. Referandumda boykot tavrı gösteren siyasi yapılara düzenlenen operasyonlar sonucu emek, barış, demokrasi güçleri benzer uygulamalara tabi tutuldu.
AKP Hükümetinin emekçi düşmanı ve barış karşıtı politikalarının onu getirdiği nokta sinsi siyasi komplolarla halkın örgütlü güçlerini etkisizleştirmeye çalışmaktır. SDP ve TÖP bugüne değin örgütlenmeleri, söylemleri ve  çalışmaları ile açık ve meşru siyasi yapılar olduklarını kamuoyuna defalarca ispat etmişlerdir. Örgütlülüklerinin en üst düzeyde temsilcileri olarak kamuoyunca tanınmış, ev, iş adresleri bilinen arkadaşlarımıza uygulanan muamele Türkiye’de demokratik siyaset yapma hakkına vurulmuş ağır bir darbedir.
SDP ve TÖP birleşme iradesini ortaya koyarak egemenleri korkutmuşlardır. Onların birliği Türkiyeli emekçilerle başta Kürtler olmak üzere tüm ezilen halkların gelecek eşit ve özgür gelecek umududur.  Yapılan operasyonların asıl hedefi bu umudu yaratacak sosyalistlerin birliğidir. 
SDP ve TÖP  örgütlülüklerinin başka oluşumlarla ilişkilendirilerek yöneticilerinin gözaltına alınması, olsa olsa ''Osmanlıda oyun çok'' zihniyetinin günümüze uyarlanmasıdır. Demokratikleşme adı altında yapılanlar Ortaçağ engizisyon mahkemelerinin devamından başka bir şey değildir.
Çürümüş sistemin bekçisi durumundaki  AKP Hükümeti kendisi gibi düşünmeyen herkesi terörist ilan etmeye kalkışmaktadır. Para babalarının çıkarlarını ancak böyle savunabilmektedir.

Bilinmelidir ki SDP ve TÖP emekçilerin, ezilen halkların, kadınların, gelecekleri ellerinden alınmaya çalışılan gençlerin, yok sayılanların, görmezden gelinenlerin  umududur. Bu umudun söndürülmesine izin vermeyeceğiz. Bizler, emeğin kurtuluşu ve halkların kardeşliği için yürüttüğümüz mücadeleyi tüm baskılara karşın eskisinden daha güçlü yürüteceğiz.

İşçilerin ve ezilenlerin mücadele birliği engellenemez.
Siyasi komplolar, baskılar, gözaltılar bizleri yıldıramaz.

SOSYALİST DEMOKRASİ PARTİSİ GENEL MERKEZİ
TOPLUMSAL ÖZGÜRLÜK PLATFORMU
SOSYALİST BİRLİK HAREKETİ

SDP ve TÖP temsilcileri siyasi bir komployla gözaltına alındılar. Derhal serbest bırakılmalarını istiyoruz!


21 Eylül 2010 günü sabaha karşı saat 05.00 sıralarında, Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP)  İstanbul İl Binasına, Kadıköy İlçe Örgütüne ve SDP ve Toplumsal Özgürlük Platformu (TÖP) üyelerinin evlerine devletin kolluk güçleri tarafından baskınlar düzenlendi. Yüzleri kar maskeli, çelik yelekli özel harekat timleri parti binalarını darmadağın ettiler, bu binalarda bulunan bilgisayarlara, çok sayıda görsel ve yazılı malzemeye el koydular.
Operasyonlarda, SDP Genel Başkanı Rıdvan Turan, Toplumsal Özgürlük Platformu sözcüleri Oğuzhan Kayserilioğlu ve Tuncay Yılmaz, SDP Genel Başkan Yardımcısı Günay Kubilay, SDP Genel Başkan Yardımcısı Ecevit Piroğlu, SDP MYK Üyesi Ulaş Bayraktaroğlu, SDP PM Üyesi İbrahim Turgut, SDP PM Üyesi ve İHD İstanbul Şube yöneticisi Sultan Seçik Kubilay, SDP Üyesi Özgür Cafer Kalafat İstanbul’da evlerine baskın yapılarak,  Toplumsal Özgürlük okurlarından Semih Aydın da Bursa’da gözaltına alındılar. Halen on sekiz kişinin göz altında tutulmakta olduğu bilgisi edinilmiştir. Avukatlar arkadaşlarımızın Cuma günü mahkemeye çıkarılabileceklerini belirtmişlerdir.
Emniyet güçleri gözaltıları, davası bir hukuk skandalına dönüşmüş olan ‘Devrimci Karargah’ isimli örgütle ilişkili olmak suçlamasıyla gerçekleştirmişlerdir. Bu davanın iddianamesindeki ve tutuklamalarındaki keyfilik basında çokça yer almıştı. Aralarında bir siyasal partinin genel başkanı ve genel başkan yardımcıları bulunan arkadaşlarımızın bu suçlamalarla evleri basılarak gözaltına alınmaları da bir siyasi komplodan başka bir şey değildir, hukukdışı ve keyfi bir saldırıdır.
Kamuoyunca tanınmış, Parti ve Platformlarını üst düzeyde temsil eden arkadaşlarımız ev ve iş adresleri bilinmesine rağmen bu biçimde gözaltına alınarak farklı suçlamalarla karşı karşıya bırakılmaktadır. Yasal ve demokratik zeminlerde ezilen ve emekçilerin sorunları etrafında mücadele eden arkadaşlarımız tamamen uydurma suçlamalarla gözaltına alınmışlardır.
Sosyalist Demokrasi Partisi’nin ve Toplumsal Özgürlük Platformu’nun, silahlı mücadele veren herhangi bir örgütle ilişkilendirilmeye çalışılması, doğrudan demokratik zemine yönelik antidemokratik bir saldırıya kılıf uydurmaktan başka bir anlama gelmez.
Sosyalist Demokrasi Partisi ve Toplumsal Özgürlük Platformu, sosyalist hareketin yeniden yapılandırılması ve sosyalistlerin enternasyonalist birliğini gerçekleştirme sürecini başlatmak için biraraya gelmiş, bu birlikteliği pratikte ve eylemlilikte hayata geçirmeye başlamış iki sosyalist yapıdır. Öyle anlaşılmaktadır ki, SDP ve TÖP’ün sosyalist birliğe yönelik olarak sergiledikleri eylemli irade bir yerlerde rahatsızlık yaratmıştır.
Sosyalist Demokrasi Partisi ve Toplumsal Özgürlük Platformu, Kürt ve Türk halklarının mücadele birliğine olan inançlarının gereği olarak Demokrasi İçin Birlik Hareketi içinde yeralmaktadırlar ve ayrıca referandumda boykot tavrını benimseyen Ezilenlerin ve Emekçilerin Boykot Cephesi içinde yeralmışlardır. Öyle anlaşılmaktadır ki, referandum öncesi bu cephenin bileşenleri Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) ve Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) üyelerine yönelik olarak başlatılan saldırılar, tırmandırılarak sürdürülmek istenmektedir.
Bu saldırı Kürt halk hareketiyle Türkiyeli sosyalistlerin mücadele birliği ve komünistlerin ortak özne oluşturma çabalarına yöneliktir.
Bu saldırı AKP hükümetinin sosyalist muhalefete tahammülsüzlüğünün artık hak hukuk tanımaz bir noktaya gelmiş olduğunun tescilidir. Böylece başbakanın referandum öncesinde dilinden düşürmediği “ileri demokrasi”yle neyi kastetmiş olabileceğini herkesin görebilmesi için yalnızca 9 gün geçmesi yeterli olmuştur.
Bu saldırı AKP hükümetinin devrimcilere karşı her türlü komploya sınırsız bir keyfilikle başvurabileceğini sandığının tescilidir. Böylece başbakanın 12 Eylül döneminde idam edilen devrimcilere döktüğü gözyaşlarının “ne” gözyaşları olduğunu herkesin görebilmesi için yalnızca 9 gün geçmesi yeterli olmuştur.
AKP hükümeti ‘12 Eylül’le hesaplaşıyorum’ diye diye 12 Eylül’ü aratmayan ve özünde onu sürdüren uygulamalara başvururken ne kadar ikiyüzlü ve küstahsa, demokrasi ve özgürlük yaygaraları atarak demokrasiyi ve özgürlükleri katletmekte de o kadar hünerlidir.
AKP hükümetinin emekçi düşmanı ve Kürt karşıtı politikalarının onu getirdiği nokta, her türlü muhalefeti sinsi siyasi komplolarla etkisizleştirmeye kalkışmadan artık varoluşunu sürdüremediğinin göstergesidir.
Siyasal iktidarın öğreneceği şeylerden biri şudur: Bu komplolarla sosyalistleri ve demokrasi güçlerini yıldıramazsınız.
AKP hükümetini uyarıyoruz: Tarihin sizi de halkın vicdanında 12 Eylül’cülerin yanına yerleştireceği günler çok uzakta değildir.
Sosyalist Demokrasi Partisi’ne ve Toplumsal Özgürlük Platformu’na yapılan bu saldırıyı protesto ediyor, arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz. Tüm demokratik kamuoyunu destek vermeye ve duyarlı olmaya çağırıyoruz.

SOSYALİST DEMOKRASİ PARTİSİ
TOPLUMSAL ÖZGÜRLÜK PLATFORMU